Kovboy Kız Seyahatnamesi #1: Phaselis
Bir Bahar Günü: Şnorkelli Bir Macera, Antik Bir Hatıra
Kovboy Kızlar da Hüzünlenir’in yeni köşesi, bavulu, seyahat defteri Kovboy Kız Seyahatnamesi’nden herkese kocaman bir merhaba!🤠 Nasılsınız? Umarım sizin de son günleriniz keşiflerle, küçük serüvenlerle geçmiştir. Benimki biraz öyleydi…
Bu yeni köşede, zaman zaman yollara düşüp kendimi ve çevremi yeniden anlamlandırdığım, keşfederek genişlediğim yerlerden bahsedeceğim. Seyahat ederken sadece yolları değil, içimdeki bazı virajları da dönmeye niyetliyim.
HADİ BAŞLAYALIM!!!☆
İlk durağımız: Phaselis
Tam on gün önce Phaselis’teydim. Bu benim buraya ikinci gelişim. Bir yıl önceki gelişimin izlerini taşıyan gövdeme ikinci bir hikayeyi daha eklemiş oldum.
İlk gelişim antik kenti keşfetmek içindi. Tarihi kalıntılar arasında gezinmek istemiştim. Bu ikinci gelişimde ise amacım, arkadaşlarımla güzel vakit geçirmekti. Doğanın içine kendimi bırakmak, zamanın akışına kapılmak, yavaşlamak…
Burada üç ayrı plajı var — ve aslında bu üç plaj, bir zamanlar üç farklı limanmış. Biz ilk girişteki plajda konakladık. Arkadaşlarımla birlikte keyifli bir gün geçirdik; gülüştük, yüzdük, yüzerek balık tutmaya çalıştık, Phaselis’in bize sunduğu muhteşem manzaraların tadını çıkardık. Zaman, neredeyse görünmez bir şeydi o gün ve her şey sanki sadece bir saat sürdü.
Bu sefer dikkatimi çeken şey, suyun altıydı. Yeni aldığım deniz gözlüğü ve şnorkel sayesinde denizin altındaki o bambaşka evrenle ilk kez bu kadar uzun süre temas kurabildim. Şeffaf gözlüğümün ardından, başka bir gezegenin yüzeyine bakar gibi izledim her şeyi. Mercanlara, taşlara, yosunlara, çeşit çeşit balıklara ve adını bilmediğim varlıklara bakarken bir tür meditatif hale geçtim. Suyun içinde olmak, zihnimi dış dünyanın gürültüsünden sıyırdı.
Bu antik kente gelmeden önce üç farklı belgesel izlemiştim. Bu belgeseller antik kentin tarihine, limanlarına ve buradaki yaşama dair bilgiler içeriyordu. Tarihi bilginin üzerine bedenimle deneyim eklenince, Phaselis benim kişisel tarihimde tatlı bir yere yerleşti.
Şimdi öğrendiklerimle, hissettiklerimle ve biraz da hayal gücümle sizi oraya götürmek istiyorum. Kelimelerle örülmüş bir ağ kuracağım – sizi de o ağın içine, suyun derinliklerine ve geçmişin kıyılarına davet ediyorum.
İlk Karşılaşma
Antik Phaselis kentinin harabelerinde yürümeye başladığımda ilk gördüğüm, güneşin ışıklarıyla ışıltı saçan koylardı. Yarımada biçimli burun, Antik Çağ'ın “Tanrılar Dağı Solyma”nın önünde uzanarak Akdeniz’e açılıyor; karşımızda üç doğal liman uzanıyordu.
Kuzey, güney ve askeri liman olarak adlandırılan bu koylar, yüzyıllar boyunca şehrin denizci kimliğini vurgulamış . Çam ve sedir ağaçlarıyla çevrili, pırıl pırıl koyları izlerken; antik kenti saran sütunlu caddenin ve taş yapıların siluetleri eşliğinde, tarihle iç içe geçmiş, eski ve sayısız hikâyeye ev sahipliği yapmış bir dünyaya adım attığımı hissettim.
Phaselis’in Hafızası
Phaselis’in geçmişi epey eskiye dayanıyor. M.Ö. 7. yüzyılda bir kahinin kehanetinden denize açılarak Rodoslu denizciler buraya geliyor. Kurucu Latyos’un bu güzel yarımada köyünü bir çobandan tuzlu balık karşılığında aldığı söyleniyor. Bu efsane, kentin sikkelerindeki balık motiflerinde hala yaşıyor. “Phaselis fedakarlığı” diye bir deyim ortaya çıkıyor.
Bir süre Perslerin eline geçen kent, M.Ö. 469’da Atinalı komutan Kimon’un seferiyle Atina Deniz Birliği’ne katılıyor. Sonra Pers valisi Mausolos’un etkisi artıyor. Halk M.Ö. 333’te Büyük İskender’e taç gönderip, Phaselis’e davet ediyor. İskender bir ay boyunca burada konaklıyor.
İskender’in ölümünden sonra kent bir süre el değiştiriyor: Ptolemaioslar, Seleukoslar, Rodos… Derken M.Ö. 2. yüzyılda Likya Birliği’ne bağlanıyor. Bu dönem korsanların da cirit attığı zamanlar. Phaselis, özellikle Kilikyalı korsanlara karşı önemli bir savunma hattı haline geliyor.
Sonunda Roma egemenliğine giriyor. Bu yeni dönemle birlikte ticaret tekrar canlanıyor, şehir yeniden nefes alıyor. 13. Y.Y başlarından itibaren ise gerek depremler ve gerekse limanının işlevselliğini kaybetmesi ardından önemini kaybedip tamamen terk ediliyor.
Phaselis’in Omurgası
Önemli bir ticaret şehri olan Phaselis’in şehir plancılığı çok iyi. Güney limandan başlayıp Hadrianus Kapısı’na uzanan uzun bir cadde var. Yaklaşık 225 metre. Antik bir omurga gibi, kenti iki yana açıyor. Bu caddenin iki yanında dükkân kalıntıları, sütun temelleri, taş bloklar sıralı. Hala belli oluyor: burası zamanında çok canlıymış. Her şey suskun ama geride bir kalabalık uğultusu kalmış gibi.
Buraya su, kente hakim olan Tahtalı Dağı’ndan gelirmiş. Kaynak suları, taş kanallar ve yükseltilmiş künklerle agoraya, çeşmelere ulaşırmış. Hala ayakta kalan su kemeri suyun ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.
Taşlarda Yankılanan Sesler
Agora ve Hamamlar: Phaselis’te üç büyük agora bulunmakta: biri tiyatronun karşısında, diğer ikisi ana cadde de yer alıyor. Kentte biri büyük, diğeri küçük olmak üzere iki Roma hamamı mevcut. Küçük hamam çok iyi korunmuş ve büyük hamamda sportif faaliyetler de yapılıyormuş. Bu hamamlar, hala bazı yerlerde sağlam kalmış ısıtma sistemleri ile dikkat çekiyor.
Tiyatro: Helenistik döneme ait. Doğal yamaca yaslanarak inşa edilmiş ve yaklaşık 1.500 seyirci kapasitesine sahipmiş. Sıcak havalarda, bazı taş basamaklarda görülen yuvarlak çukurlar tente kurmak için kullanılırmış. Tiyatrolara canlı müzikler, yani müzisyenler eşlik edermiş. Hatta bazen sirkler olurmuş. Tiyatro bulunduğu yamaç ile de başlı başına bir seyir zevki sunuyor.
Phaselis’in Misafirleri
Phaselis, birçok ünlü ismi ağırlamış. Büyük İskender, Likya kıyılarını geçerken kente uğradığı bir dönemde — Tarihçiler şehrin baş tanrıçasının savaşın ve bilgeliğin tanrıçası Athena olduğunu yazarlar. henüz bulunamamış olan Athena Tapınağı’na bir mızrak sunmuş. Bu mızrak, efsaneye göre zamanla kentin koruyucu simgelerinden biri haline gelmiş.
Roma İmparatoru Hadrianus ise M.S. 2. yüzyılda Phaselis’i ziyaret etmiş ve bu ziyaretin anısına görkemli bir zafer takı (Hadrian Kapısı) inşa ettirmiş. Ana cadde boyunca sıralanan heykellerin bu ziyaret şerefine yerleştirildiği düşünülmekteymiş.
Bunların yanı sıra o dönemde dünyanın en önemli avukatı, Phaselislere karşı avukatlık yapmış. Phaselisliler ticaretteki güçleri kadar kurnazlıkları ve dolandırılıkları ile de ünlü oldukları için nasıl bir olaya girdiler kim bilir? (hatırlamıyorum :) eksik not almışım :’)
Bitkilerin Hafızası, Suyun Dibindeki Kent
Burası, çam ve sedir ağaçlarıyla, kendine has endemik bitki türleri ve orkideleriyle sadece tarihiyle değil, doğasıyla da büyüleyici bir yer. Antik dönemlerde ise zambak yağı, güller ve kokuları sayesinde parfümleriyle ün salmış; hem ticaret yollarında hem de efsanelerde hoş bir iz bırakmış.
Ayrıca çam ağaçlarının denize doğru meyletmesinden dolayı tarihi kalıntılar zamanla denizin içine doğru düşmeye başlamış. Bu nedenle toprağı kadar, denizi de tarih barındırıyor. Yani yüzerken taş kalıntılar ile karşılaşmak çok mümkün.
“Suda yaşayanlar için çağırmak merak etmektir. Senin merakın ona selamdır.”
— Azra Kohen, Aeden
Toprağın üzerinde yaşananlardan ve bulunanlardan konuştuğumuza göre şimdide suların altında neler yaşanıyor, yaşandı buraya geçelim. Bana tanıklık eden suyun kelimeleriyle:
Phaselis’in Sedefli Armağanı: Güney Limanı
“Seni gördüm. Sen beni görmeden önce ben seni çoktan görmüştüm. Neden şaşırıyorsun ki? Kendi evrenimde sonsuz gözlerim var. Merakın, iştahın ve korkunla büyümeyi başarmış bir çocuk gibisin. İlk başta bana yaklaşırken tedirgindin. Biz seni kabul ettik ama sen kendini burada kabul edememiş gibiydin. Korkularına rağmen güzel vakit geçirdik. Tekrar geldiğinde bu sefer tamamen açıktın, rahatlamıştın, bedenin gevşemişti, zihnin susmuştu. Artık sadece bakmıyor, görüyordun. Görmeye açtın. Aklına şu alıntı geldi;
“Su en iyi iletkendir. İçinde bilgi taşır. Suyun altında düşündüğün her şey, her bir su molekülüne kodlanır. Bir damlada, suya yüklenen tüm bilgiyi bulabilirsin.”
Ardından gidebildiğin tüm evren sana açıldı. Adını bilmediğin balıklar gördün. Kocaman balık sürüleri gördün. Gökkuşağı gibi rengarenk bir balığa aşık oldun. Bazılarına beni de yanınıza alın, beraber yüzelim dedin ama ikna edici olmadı. Birinin peşine takıldın, ona dokunmak istedin ama balıklar belki dokunulmayı sevmiyordur.
Sonra insanların havayı görmediklerini ama algıladıklarını, balıklar içinde aynısı olduğu düşündün. Balıklar gibi süzülmek, akışta olmak için debelenmemek istedin, bir anlığına dev bir balık oldun.
Sevgin ve hayranlığın halka halka genişledi. Ne diyebilirim mutlu olduk! Phaselis’in kalıntılarını gördün ama zihnin görmedi. Vedalaşırken adını bilmediğin onlarca bitkiye, şeye, suda süzülen minicik balık yavrularına, deniz salyangozlarına dokundun.
Bizden armağanını aldın. Kendi sedefli deniz helezyonun oldu. Onu seveceğini, her gördüğünde mutlu olacağını hissediyoruz. İçinde kendi hazinelerini de bul.
Ve yine gel.
Bu sefer korkmadan gel.
Artık tanıyorsun.”
“Neyi, niye nasıl merak ettiğine dikkat et. Evren, meraklı harekete geçer, düşünceyle genişler, korkuyla küçülür, analizle büyür, yargıyla son bulabilir. Merak ettiğin her şey senin kim olacağına yön verir.”
— Azra Kohen, Aeden
Yüzüm hala güneşten yanık, hisler bedenimde, tarih hafızamda kaldı. İkinci buluşma tamamlandı. Belki bir gün, ben de suya bir şey anlatırım. Phaselis yolculuğum şimdilik bu kadar sevgili kovboylar. Umarım sizin içinde keşifler dolu olmuştur.
Görüşmeyeli siz nasıl yolculuklara çıktınız? Hangi yeni manzaralar, hangi içsel virajlar size sürpriz oldu? Şu an hayatın hangi kıyılarında yüzüyorsunuz?
Yine yeniden yeni bir macerada kavuşana dek hareketli, geniş ve sonsuz bir evren dilerim!
🌊 Kovboy Kız’dan Mini Tavsiye 🏔️
Phaselis’e yolunuz düşerse, yanınıza mutlaka deniz gözlüğü ve biraz hayal gücü alın.
Bir de… yavaşlamaya hazır olun.
Phaselis’e gitmeden önce izlediğim belgeseller:
Anadolu Arkeolojisi | Phaselis Antik Kenti | 66. Bölüm
Eski çağın ünlü ticaret kenti Phaselis | Zaman Çizgisi - 16 Mart 2024
Adios, amigos!
Özgür, asi ve neşeli kalın! ❤️🔥
Gülüşme üzere.
💌 Kovboy Kız Çağrısı:
Eğer istersen, gitmeden…
❤️🔥 Kalbini bırakabilirsin, 📝 Düşünceni yorumlara savurabilirsin, 🔁 Başka kovboylarla paylaşabilirsin, 📩 Ya da sevdiğin bir ruha “Bak, bu senlik!” diye gönderebilirsin.
📸 Kovboy Kızlar da Hüzünlenir’in Instagram hesabını buradan takip edebilirsiniz.👀