ALOHA! 🌞🌺🌴
Kovboy Kızlar da Hüzünlenir’den herkese kocaman bir merhaba!🤠 Nasılsınız?👀 Umarım her şey yolundadır ya da siz yeni yollar peşindesinizdir. Bu ay “Yolculuk” devam ederken aşkı ve anarşiyi içine alarak bizi yollara, Hawaii’ye piramitlere, acayip alemlere yollayan Robbins’in Ağaçkakan romanı hakkında düşündüklerimi tekrar paylaşmak istedim.
🏞️ Bültenin sonunda yolculuğa dair paylaşmak istediklerinizi yazabileceğiniz forma doğru yola çıkabilirsiniz.
Burada en sevdiğim elmanın resmi olmalı.
Aynı zamanda bir nü ve şişe bu.
Aynı zamanda bir peyzaj.
Natürmort diye bir şey yoktur hayatta.
- Erica Jong
Önsöz
Robbins ‘Ağaçkakan’ romanını yeni aldığı daktilosu Remington SL3 ile yazmaya başlamış ve açıkçası bu deneyimi; daktilonun rengini beğenmeyerek kırmızıya boyaması, romanın bazı yerlerinde ondan yakınması, umudu kesmesi ve ardından ‘Sonsöz’ bölümünü el yazısı ile bitirmesiyle sonlanmış. (Romanın sonunda el yazısı ile karşılaşmak yüzümde gülümsemeye sebep olan, beklenmedik bir espriydi.)
Ben de burada yeni nesil daktilo diyebileceğimiz bir klavye ile Robbins’in sihrini yakalamaya ve aktarmaya çalışacağım. Bu mümkün mü? Birlikte göreceğiz.
-Robbins’in sevdiği Doors grubundan bir şarkı bırakıyorum buraya 🐲-
Evre I 🌑
Robbins romanına ayın birinci evresinde giriş yapıyor ve onunla beraber 20. yüzyılın son çeyreğini sorgulamaya; o hızlı fakat heyecansız düşüşün içine çekilmeye başlıyoruz.
Açıkçası bu romanı okuduğumda 60’lar hakkında yeterli bilgilere sahip değildim ve Ağaçkakan’ı sizlere daha iyi tanıtmak için çıktığım araştırma yolculuğunda; 60’ların o vahşi, çılgın ve barışçıl havasından sonra gelen 70’lerin gri havasını biraz soludum.
Şimdi birinci evrede yer alan sözcüklerin dansının okuyucuya neyi anlatmak istediğini çok daha iyi anlıyorum.
- 70’lerdeki havayı en iyi anlatan şarkılardan -
Kısmen bir aşk hikâyesi, kısmen felsefi bir inceleme ve kısmen de siyasi bir hiciv diyebileceğim bu romanın içerisine Camel paketinin içine düşer gibi atlamak isterseniz, romanı daha iyi anlamak için öncesinde 60’lardan 70’lere uzanan kısa bir keşif araştırması yapabilirsiniz.
Bu sayede romanın içerisinde daha derinlere dalacaksınız. Çünkü; 1970'lerin arka planında geçen kitap, tüketim, çevrecilik ve çoğu zaman anlamdan yoksun görünen bir dünyada anlam arayışı temalarını büyüleyici ve oyunbaz bir şekilde işliyor.
Ay ışığı, Ay’a yüklenilen anlamlar roman boyunca ruhumuzu, karakterlerin derinliklerini, karanlık taraflarımızı, dünyanın karanlık ve ikiyüzlü taraflarını çalıntı ışığı ile aydınlatıyor. Tabi Ay’ın böyle güçlü bir şekilde var olduğu romanda romantizm bizi bildiğimiz masallardan çok daha farklı, vahşi, hipnotik ve gerçekçi bir şekilde tam onikiden vuruyor. 70’lerin masalı.
Kitapta bulunan her bir karakter eksantrik, unutulmaz ve kendi sihirine sahip. Ana karakterlerinden biri olan Leigh-Cheri sürgün edilmiş bir kral ve kraliçenin kızı. Anlam arayışı içerisinde ve prenses ünvanını daha iyi bir dünya anlayışı ile birleştirerek kitlelere etki etmeyi düşlüyor.
Kral Max ise sürgün edildiğinden bu yana poker oynayan ve iktidarın ona geri verilmesinden umudunu kesmiş biri. Kraliçe Tili aşırı kilolu, görünüşe önem veren ve sosyal statüye takıntılı, opera düşkünü bir kadın.
Kurbağalara özel bir ilgisi olan yaşlı hizmetçileri Guiletta ile birlikte Seattle’da, 1911 yılında yapılmış böğürtlen çalıların arsızca boy attığı gösterişsiz bir evde yaşıyor ve CIA tarafından gözetleniyorlar.
Evre II 🌒
Diğer ana karakter ile karşılaşacağımız yer ikinci evre oluyor. Bernard kırmızının anlamını taşıyan ve kırmızının tüm tutkusunu tehlikesini içinde barındıran ve bunu yansıtmaktan asla geri durmayan, FBI’ın listesinde başları çeken ve her zaman ellerinden kurtulmayı başarmış, yanında mutlaka bir kibrit taşıyan, dinamitleri ile ün salmış, kendine has bir hayat görüşü ile insanları öldürmekten kaçınan bir kanun kaçağı.
Hawaii'ye güneşin aya benzer dişil bir enerji takındığı yere firavun fareleri tarafından feth edilmiş bir cennete doğru giden uçakta, Bernard’a göz ucuyla bakıyor ve onunda, kafası karışık bir şekilde Çevre Şenliğine katılmanın ona bir yol göstereceğine inanan prensesimize baktığını görüyoruz.
İkinci evre iki kızıl saçlı insanın, aşka, aşkı kalıcı kılmaya, felsefeye, anlam arayışına, siyasi yozlaşma ve çevresel bozulma gibi olgulara saçları, bedenleri, ruhları ve düşünceleri ile karışarak, kendilerini ararken, kendilerini yaratmaya başlayacakları, ay ışığı etkisinde büyünün başladığı yer.
“Bilmiyorum yavrum. Dikkatini nelere verdiğini bilmiyorum, çünkü rüyalarında neler gördüğünü bilmiyorum. Dikkatimizi şuna veya buna verdiğimizi düşünüyor olabiliriz ama rüyalarımız gerçekte neyle ilgilendiğimizi anlatır bize. Rüyalar asla yalan söylemez.”
…
“... İşte bunun için şairler toplumun öylesine önemli üyeleridir. Şairler rüyalarımızı bizim için hatırlarlar.”
🎁 Aşkı kalıcı kılmaya dair yaratıcı ve hivic dolu birkaç madde bu bölümde saklanıyor. 🤫
Evre III 🌓
Bu evrede kanun kaçağı Bernard’dan daha çok Leigh-Cheri’ye onun göze aldığı deneyim ile açılan farklı kapıların açtığı evrenlere, nesnelerin büyüsüne kapılıyor, Ay’a daha yakından bakarken Leigh-Cheri’in zihninin kıvrımlarında yavaş yavaş kıvrılan ve varoluşa geçen düşüncelerin doğumuna şahit oluyoruz.
Piramitler, geometrik şekiller, Camel paketi, boyalı pencereler, yabancılar, Kızıl Sakallar ve Argon arasında Guiletta’nın prensese çocukluğunda sürekli olarak anlattığı masalın gizemlerinde keşfe çıkıyoruz.
“... Örneğin Vincent Van Gogh, En Ünlü On İki Kızıl Saçlı listesinde yer almayan en ünlü kızıl saçlı, vazoları, sandalyeleri, yıldızları vesaireyi, sanki bunlar yaşam gücü barındırıyorlarmış gibi (ki büyük ihtimalle öyleydi); sanki bunların etrafında titreşimsel alanlar, auralar varmış gibi (ki muhtemelen vardı) resmetmeye vermişti kendini. Gelgelelim herkes zavallı Vincent’in keçileri kaçırdığını düşünüyordu ve Vincent sonunda canına kıydı.”
🎁 Ağaçkakan’dan en sevilen ev yapımı bomba tarifleri bu evrede gizli.🧨
Evre IV 🌕
Güneş Bay Mutlu Yüz gibi parladı ve benim en sevdiğim, en şaşırdığım sıcacık ve derinlerde ve aslında serin çünkü bir piramidin içerisinde, karanlıkla ve cesaretle dolup taşan, kendine has anlamı ve büyüsü ile bu sayfaları okurken yaşadığım hazla, sonun yaklaştığını bildiğim tatlı hüzünle sarmalanan evre.
Bu evrede Seattle’dan çıkarak başka bir yere sıcak ve bildiğimizi düşündüğümüz bir kültüre doğru yolculuğa çıkıyoruz ve hayatın gizemiyle iç içe geçtiğimiz kadar, nesnelerin gizemine ve bilmediğimiz bir piramitin büyüsüne dadanıyoruz.
“Ahlak kültüre bağlıdır. Kültür iklime. İklim coğrafyaya.”
Ve sanırım “aşkı nasıl kalıcı kılabiliriz?” sorusuna cevaplar bulabilceğimiz gözü kara bir dönüm noktası burası.
“Hareketsizsizleşmenin başka yerlerde olmak anlamına geldiği o sessiz bölgeye dalmıştı.”
…
“Gerçi “geri dönmek” sözü burada yanıltıcı; çünkü düşüncelere dalmış hayal diyarında “oraya gitmenin” tek yolu paradoksal bir şekilde tamamen “burada olmak” tır.”
🏞️ Yolculuğa dair anı & düşüncelerinizi paylaşmak isterseniz⤵️
Sonsöz
Robbins'in yazım tarzı genellikle tuhaf, vahşi ve eğlenceli olarak tanımlanır. Kullandığı metaforlar, benzetmeler ve kelime oyunları hem eğlenceli hem de entelektüel açıdan teşvik edici benzersiz bir okuma deneyimi yaratır.
Robbins'in yazıları sadece bir hikaye anlatmakla ilgili değil, aynı zamanda karmaşık fikirleri ve temaları yaratıcı ve hayal gücüne dayalı bir şekilde keşfetmekle de ilgilidir.
Robbins'in benzersiz yazım tarzının bir örneği, antropomorfizm kullanımında görülebilir. Bu, hikayeye gerçeküstü bir unsur katar ve okuyucuların dünyayı farklı bir şekilde görmelerini sağlar. Genel olarak, Robbins'in yazım tarzı, okuyucuları toplumsal normları sorgulamaya ve bireyselliklerini kucaklamaya teşvik eder.
Daktilo klavye ile ne kadar iyi bir iş çıkardım bilmiyorum. Umarım Robbins’in büyüleyici dünyasına iğne deliği kadar küçük bir delikten olmasa bile idare edecek bir delikten bakma fırsatını sunacak kadar bu kitaba bir geçit açabilmişimdir.
🏹 Ankette bir KKH okuru, Robbins’in Ağaçkakan romanına odaklanan sayının (muhtemelen bu sayının) ona kitabı aldırdığını ve çoooook sevdiğini yazmıştı. Bunu okuduğumda inanılmaz mutlu oldum! 😍🎉 Şimdi tekrar paylaşırken bu beni yeniden gülümsetti. ✨
Buradan sana kocaman bir teşekkür ediyorum! 🙏✨ Adını bilmiyorum çünkü ankette sormamışım 😅 ama umarım kendini buradan bulursun! 💖 Kocaman kucaklıyorum seni! 🤗💌
💌 Kovboy Kız Çağrısı:
Eğer istersen, gitmeden…
❤️🔥 Kalbini bırakabilirsin, 📝 Düşünceni yorumlara savurabilirsin, 🔁 Başka kovboylarla paylaşabilirsin, 📩 Ya da sevdiğin bir ruha “Bak, bu senlik!” diye gönderebilirsin.
📸 Kovboy Kızlar da Hüzünlenir’in Instagram hesabını buradan takip edebilirsiniz.👀
🎴Dijital Dükkan’dan dünyanızda yer edinebilecek yaratımlarımı edinebilirsiniz.
🎧Yaptım bir delilik! KKH artık Spotify’da!
SELAM O OKUR BENİM🫵 ÇOK TEŞEKKÜRLER BU SAYI İÇİN